Antalya'da 45 dakika süren şiddetli dolu yağışı, şehrin birçok noktasında büyük zarara neden oldu. Özellikle tarım alanları, parklar ve sokaklar dolunun etkisiyle adeta bir savaş alanına döndü. Vatandaşlar, o felaketi gözyaşlarıyla anlattı. Şehre bağlı köylerde ve merkezde, 26 Ekim'de meydana gelen dolu, afeti yerel halkı derinden etkiledi. Yağışın şiddetiyle birlikte, birçok evin camları kırıldı, araçlar hasar gördü ve ekili araziler büyük zarar gördü.
Antalya’nın doğal güzellikleri, güneşli havası ile ünlüdür; ancak, bu fırtına öncesi sessizlik, insanların beklemediği bir felaketin habercisi oldu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uyarılarına rağmen, çoğu vatandaş dolunun olacağını düşünmüyordu. Aniden bastıran dolu yağışı, gökyüzünü kaplayan kara bulutlarla birlikte ortaya çıktı. Dolu tanelerinin büyüklüğünün neredeyse ceviz boyutuna ulaşması, yağan yağmur ile birleşince ortaya tam anlamıyla bir felaket çıkarttı. Gözyaşları içinde felaketi anlatan bir ev hanımı, “Dolu yağarken evimize sığamadık. Her yer su içindeydi. Çocuklarım çok korktu” diye ifade etti. Bu anlar, sosyal medyada da büyük yankı buldu. Birçok kullanıcı, o anları kaydederek paylaşırken, bazıları da dolunun zarar verdiği alanların görüntülerini paylaştı.
Dolu felaketinin ardından, Antalya'da büyük çaplı bir hasar tespit çalışması başlatıldı. Zarar gören tarım alanları, çiftçilerin hayatını olumsuz yönde etkileyen bir yasaklama ile karşı karşıya kalabilir. Bu yılki ürünlerin büyük bir kısmı, bu doğal afetin etkisiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Üreticiler, yaşadıkları zararı azaltmak için devlet desteği beklediklerini açıkladılar. Tarım ve Orman Bakanlığı, dolu nedeniyle zarar gören çiftçiler için geçici yardım programları oluşturma çalışmalarının başlatıldığını duyurdu. Aynı zamanda, şehirdeki alt yapı sorunlarının çözülmesi için de yetkililere birçok öneri sunulmuş durumda. Yetkililer, “Böyle olayları önceden tahmin etmek ve gerekli önlemleri almak çok önemli” diyerek vatandaşları bilgilendirme çağrısında bulundu.
Antalya'daki bu dolu felaketi, sadece tarım değil, hayatın her alanında insanları etkiledi. Şehir merkezindeki ticaret de büyük darbe aldı. İşletme sahipleri, dolunun pazar günleri olduğu için, büyük bir satış kaybı yaşadıklarını belirtti. Bir restoran sahibi, “Bazı müşterilerimiz yarım kalmış rezervasyonlarıyla geri döndü. Kayıplarımızı nasıl kapatacağımızı bilmiyoruz” dedi.
Dolu felaketi, hem Antalya’nın doğal güzelliklerini hem de ekonomisini tehdit eden bir durum olarak kayıtlara geçti. Olayın uzun vadeli etkileri çok daha fazla hissedilecek gibi görünüyor. Bunun yanı sıra, benzer olayların önlenmesi için ne tür önlemler alınabileceği konusunda vatandaşlar ve yerel yöneticiler arasında tartışmalar devam ediyor.
Antalya halkı, meteorolojik olaylara karşı duyarlılıklarını artırarak, doğa ile uyumlu bir yaşam sürdürme konusunda bilinçlenme çağrısı yapıyor. Bu süre zarfında, yerel yönetimler de afet sonrası rehabilitasyon sürecini hızlandırmak için çeşitli yardım kampanyaları düzenliyor. Tüm bu olaylar, Antalya’nın meteorolojik olaylara karşı hazırlıklı olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sonuç olarak, bu dolu felaketi, insanları dayanışma ve iş birliği içinde hareket etmeye yönlendirdi. İlerleyen süreçte, şehirdeki zararların telafi edilmesi için yerel yönetimler ve halk iş birliği içinde çözümler geliştirmeye devam edecek.