Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Avrupa kıtasında kızamık vakalarının 2024 yılı itibarıyla 27 yılın en yüksek seviyesine çıkacağına dair alarm veriyor. Kızamık, son derece bulaşıcı bir viral hastalık olarak biliniyor ve özellikle aşılanmamış çocuklar için ciddi sağlık riskleri taşımaktadır. DSÖ yetkilileri, aşı oranlarının düşmesi ve sağlık hizmetlerine erişimdeki aksaklıklar sebebiyle kızamık vakalarındaki artışın kaygı verici bir hal aldığını belirtiyor. Uzmanlar, toplumda aşılama bilincinin artırılması gerektiğine vurgu yapıyor.
Kızamık, Measles virüsünün neden olduğu, son derece bulaşıcı bir hastalıktır. Belirtileri arasında yüksek ateş, burun akıntısı, gözlerde sulanma ve vücutta döküntüler yer alır. Hastalık, genellikle enfekte birinin öksürmesi veya hapşırması sonucu havada bulunan damlacıklar yoluyla yayılmaktadır. Kızamık, özellikle 5 yaş altındaki çocuklar için ciddi komplikasyonlar ile sonuçlanabilir; bunlar arasında zatürre, beyin ödemi ve hatta ölüm bile bulunmaktadır. DSÖ'nün verilerine göre, aşılanma oranlarının %95’in üzerinde olması durumunda toplumsal bağışıklık sağlanmakta ve hastalığın yayılması büyük oranda engellenmektedir. Ancak, son yıllarda Europa bölgesinde aşılama oranlarındaki düşüş, hastalığın yeniden yayılmasına neden olmuştur.
Son on yılda, Avrupa'da birçok ülke aşılamaya karşı tutum ve politikalarda değişiklikler yaşamıştır. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle ortaya çıkan yanlış bilgi ve aşı karşıtı kampanyalar, ailelerin çocuklarını aşılatma kararlarını etkilemiştir. Bu durum, bazı ülkelerde kızamık aşısının yaptırılma oranının büyük ölçüde azalmasına yol açmıştır. DSÖ, aşı karşıtı hareketlerin, enfeksiyon hastalıkları üzerindeki etkilerinin yanı sıra, toplum sağlığına olan olumsuz etkileri konusunda uyarılarda bulunmaya devam ediyor. Aşılama konusunda toplumsal bilincin artırılmasının, öncelikli hedeflerden biri olduğunu belirtiyorlar.
Uzmanlar, özellikle ebeveynlerin aşılar hakkında doğru bilgiye ulaşmalarının önemini vurguluyor. Aşıların güvenilirliği ve etkinliği konusunda yapılacak eğitim ve bilgilendirme kampanyaları, toplumda sağlıklı bir bağışıklık sistemi oluşturmak adına kritik bir rol oynamaktadır. Her bireyin, sağlıkları için aşılanmanın önemini kavraması ve bu bilinçle hareket etmesi, bir toplumun sağlık seviyesini doğrudan etkilemektedir.
Kızamık vakalarının artışını engellemek için yalnızca devletlerin değil, bireylerin de sorumluluk alması gerekmektedir. Ailelerin çocuklarını aşılatma konusunda isteksiz kalmaları, toplum sağlığına büyük riskler armağan etmektedir. Bu sebeple, DSÖ ve yerel sağlık otoriteleri, hem aşılamanın önemi hakkında kamuoyunu bilinçlendirmek, hem de sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmeye yönelik çalışmalarını sürdürüyorlar.
Sonuç olarak, DSÖ'nün uyarıları dikkate alınmalı ve aşı kampanyalarına destek verilmelidir. Avrupa'da kızamık vakalarının artmasının önüne geçilmesi, toplumsal bir sorumluluk olarak görülmeli. Aşı olmanın getirdiği koruma ile hem bireylerin hem de toplumun sağlığı korunmuş olur. Herkesin sağlığı için gerekli adımlar atılmalı ve önleyici tedbirler alınmalıdır. Kızamık gibi hastalıklara karşı mücadelede birlik olmanın önemi asla unutulmamalıdır.
2024 yılına doğru adım adım ilerlerken, daha da fazla dikkat ve önlem almak gerekmektedir. Kızamık hastalığının yeniden yayılması için önlenebilir bir durum olduğuna inanan DSÖ, tüm vatandaşların aşılamalarına dikkat etmelerini ve sağlık sistemine destek olmalarını bekliyor. Aksi takdirde, geçmişte elde edilen sağlık başarılarının kaybolması riskiyle karşı karşıya kalabiliriz.