Çin, son yıllarda uluslararası ekonomideki değişimlere rağmen büyümeye devam eden bir güç olma konusunda dikkat çekici bir performans sergiliyor. 2016'dan beri ABD Başkanı olan Donald Trump’ın ticaret politikaları ve tarifeleri dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’i doğrudan etkilemiş olsa da, 2023 yılı itibarıyla Çin ekonomisi beklenmedik bir hızla büyümeye devam etti. Bu durum, birçok uzman ve ekonomist tarafından 'Çin modeli'nin dayanıklılığı ve esnekliği olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu büyümenin ardında yatan faktörler ve gelecekteki riskler, tartışma konularını da beraberinde getiriyor.
2018 yılında, Donald Trump yönetimi; Çin'e karşı uyguladığı yüksek tarifelerle dünya genelinde ticaret savaşlarını başlattı. Bu karar, Çin'in ihracatlarının düşmesine ve birçok Çinli firmayı olumsuz etkilemeye başladı. Ancak beklenmedik bir şekilde, Çin hükümeti bu zorluklarla başa çıkmak için hem iç pazarını destekleyecek politikalar geliştirdi hem de teknolojiye yatırım yapmaya devam etti. Özellikle, yapay zeka ve yenilikçi üretim süreçleri üzerine odaklanarak hem dış pazarlarını korudu hem de yerel ekonomiyi canlandırmayı başardı. Ayrıca, Çin'deki tüketici harcamalarındaki artış, ülkenin iç talep gücünü hem de ekonomik büyümesini destekleyen önemli bir etken olarak öne çıktı.
Çin ekonomik stratejisinin önemli unsurlardan biri de, dış ticaret üzerindeki bağımlılığın azaltılmasıdır. Hükümet, 'İç Güç Stratejisi' ile iç pazarlara ve yerel tüketicilere daha fazla odaklanarak, ekonomik büyümeyi artırmayı hedefliyor. COVID-19 pandemisi sırasında bile, Çin’in sağlık sektöründeki başarıları ve hızla toparlanma kabiliyeti, uluslararası ticaretteki avantajlarını korudu. 2023 itibarıyla, tüm dünyada yaşanan ekonomik zorluklara rağmen, Çin ticaret fazlası ile dikkat çekiyor. Aynı zamanda, dijital ekonomi ve teknoloji üretimi alanındaki yüksek yatırımlar, ülkenin küresel rekabet gücünü artırmayı sürdürüyor.
Sonuç olarak, Çin ekonomisi Trump’ın döneminde yaşanan zorluklara ve üzerindeki baskılara rağmen büyümeyi başarmıştır. İçsel dinamiklerini güçlendirirken, aynı zamanda yenilikçi ve sürdürülebilir ekonomik politikalar geliştirerek gelecekteki belirsizlikleri minimize etmeyi hedefliyor. Peki, Çin'in bu ivmesi uzun vadeli bir büyümeye dönüşecek mi? Tüm dünya bu sorunun cevabını merakla bekliyor.