Ülkemizde yaşanan birçok sağlık sorununun yanı sıra, yetersiz beslenme ve açlık, özellikle çocuklar için büyük bir tehdit oluşturuyor. İşte bu tehditlerden biri, 8 yaşındaki Meryem'in hikayesidir. Küçük Meryem, son altı ayda 25 kilodan 10 kiloya düşerek, açlıkla verdiği mücadeleyi gözler önüne seriyor. Onun dramı, yalnızca ailesi için değil, aynı zamanda toplumun genel durumu için önemli bir gösterge niteliği taşıyor. Meryem’in durumu, yoksulluk, eksik beslenme ve çocuk hakları konularına dikkat çekiyor. Bu olay, ülkemizdeki sosyal adaletsizliklerin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor ve hepimizi düşünmeye yönlendiriyor.
Meryem, ailesinin yetersiz gelirleri nedeniyle yeterli gıdaya ulaşamıyor. Ailesi, günlük yaşamlarını sürdürebilmek için çalışmak zorunda olsa da, gelirleri Meryem'in gerekli beslenme ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Hükümetin destekleyici politikaları yetersiz kaldığı için, Meryem gibi pek çok çocuk, yetersiz beslenme ile karşı karşıya kalıyor. Açlık, sadece fiziksel sağlığı değil; aynı zamanda ruhsal sağlığı da tehdit ediyor. Meryem, stok yaptığı günlerin ardından açlık hissiyle baş etmek zorunda kalıyor. Bu durum, onun gelişimini ciddi şekilde etkiliyor.
Meryem'in dramı, sadece bireysel bir trajedi olmanın ötesinde, aynı zamanda bir toplumsal sorun. Çocukların sağlıklı büyümesi ve gelişmesi, onların geleceği için kritik öneme sahip. Ancak, Meryem’in gibi durumlarla yüzleşen birçok çocuk var. Bu noktada, sivil toplum kuruluşları ve devletin birlikte hareket ederek, bu sorunlara çözüm bulması gerekiyor. Yetersiz beslenme, çocukların eğitimini, sosyal ilişkilerini ve gelecekteki hayatlarını da ciddi şekilde etkileyebiliyor. Meryem’e yardımcı olabilmek için toplumun her kesiminden destek bekleniyor. Her çocuk, sağlıklı bir hayat yaşama hakkına sahiptir. Ancak bunun sağlanması için toplumun farklı kesimlerinin sorumluluk alması, farkındalığını artırması ve harekete geçmesi gerekiyor. Meryem’in hikayesi, sadece onun hikayesi değil; aynı zamanda tüm çocukların hikayesidir.
Meryem’in yaşadığı bu durum, bizlere insan olmanın ve birlikte hareket etmenin önemini hatırlatıyor. Bizler, Meryem gibi çocuklar için ses olmalı, bu tür sorunların çözümüne katkı sağlamak için mücadele etmeliyiz. Açlıkla mücadele eden tüm çocukların sesini duyurmak ve onlara destek olmak, en önemli sorumluluklarımızdan biridir. Bu nedenle, Meryem’in hikayesinin duyulması, cesur bir adım atılması ve gereken yardımın sağlanması için büyük bir fırsat sunmaktadır. Birlikte hareket edersek, geleceğimiz olan çocuklar için daha iyi bir dünya yaratabiliriz.
Meryem’in sağlık durumu ve yaşadığı zorluklar, sağlıklı beslenme konusundaki farkındalığı artırmak ve toplum olarak bir araya gelerek bu sorunları çözmek için bir çağrı niteliğindedir. Haydi, hep birlikte Meryem ve onun gibiler için harekete geçelim!