Futbol dünyası zaman zaman unutulmaz anlarla dolup taşar ve bu anların arkasındaki kahramanlar, çoğu zaman sıradan insanların gözünden uzak kalır. Ancak, geçmişte yaşanan bazı olaylar, unutulmaz bir şekilde hafızalara kazınmıştır. İşte o anlardan biri de, efsanevi futbolcu Diego Maradona'nın sahada mücadele ettiği bir maçtır. Bu özel karşılaşmayı yöneten Türk hakem, başından geçen ilginç olayları ve maçın neden geç başladığını ilk kez kamuoyuyla paylaştı.
Hakem, Maradona gibi dünya çapında bir futbol yıldızının sahalarında olması karşısında hissettiği heyecanı dile getirdi. "Onunla aynı sahada olmak, benim için bir onurdu" diyen hakem, bu karşılaşmanın tarihini ve önemini şöyle anlattı: "1990'lı yılların ortalarıydı. Futbol, o dönemde sadece bir spor değil, aynı zamanda bir tutku olmuştu. Maradona'nın oynaması, futbolseverler için bir şans gibiydi." Bu tür büyük organizasyonlarda yöneticilerin müthiş bir baskı altında olduğunu belirten hakem, maç öncesi yaşanan gel gitlerin ve yönetimsel sorunların da maçın başlama saatini etkilediğini aktardı.
Maçın geç başlaması, birçok faktöre bağlıydı. İlgili hakem, "Öncelikle, stadyumdaki hazırlıkların tamamlanması gerekiyordu. Fakat, Maradona'nın stadyuma gelme saati beklenenden geç oldu. Taraftarlar, efsanenin sahadaki performansını görmek için sabırsızlanıyordu; bu nedenle biz hakemler de üzerimizde büyük bir baskı hissediyorduk" ifadelerini kullandı. Ayrıca, maç günü stadyumdaki güvenlik önlemlerinin arttığını ve bunun da bazı aksaklıklara yol açtığını belirten hakem, "Güvenlikten dolayı bazı geçişlerin engellenmesi, bizi bekletmeye sebep oldu. Neyse ki, Maradona geldiğinde her şey yerine oturdu ve maçı başlatabildik" şeklinde konuştu.
Maradona’nın sahadaki varlığı, sadece onun futbol yetenekleriyle sınırlı kalmadı; onun kişiliği ve karizması da maça damga vurdu. Hakem, "Kendisiyle iletişim kurmak oldukça keyifliydi. Maradona, espirili bir dille muhalefetinin geç kalmasından dolayı gülerek izleyicilere selam durdu" diye aktardı. Maç sırasında Maradona'nın etrafındaki koşulları değerlendiren hakem, "O gün sahada yalnızca Maradona yoktu; onun etrafında birçok yetenekli oyuncu da vardı. Dikkat dağıtıcı unsurların çokluğu, hakemlik görevimi zorlaştırdı" şeklinde sözlerini sürdürdü.
Maçın unutulmaz anlarından biri de Maradona'nın gösterdiği efsanevi performanstı. "Maradona, adeta topu ayaklarıyla dans ettiriyordu. O anı görecek kadar şanslı olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum," diyen hakem, Maradona'nın futbol bilgisi ve yeteneklerine hayran kalmıştı. "Kendisi sahada sadece bir futbolcu değil; bir sanatçı gibiydi."
Özellikle bu maçla ilgili medyanın ilgisi ve hakemin bu sürede maruz kaldığı baskılar, unutmamak gereken diğer bir unsurdu. Hakem, "Basın mensupları, her şeyin en basit detaylarını bile araştırıyordu. Duyduğumuz dedikodular arasında, Maradona'nın geç geleceği de vardı. Belirli bir süre boyunca, bu tür baskılar altında olduğu için yıprandığımı hissediyordum" dedi.
Sonuç olarak, Maradona gibi bir efsanenin maçını yönetmek her hakemin hayali; ancak bu gibi olayların ardındaki hikaye, birçok insanın gözünden kaçabiliyor. Bu anlatım, o anların ve anekdotların futbol dünyasındaki yerini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.