Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 23 Nisan 1920 tarihinde bir avuç cesur insanın kararlılığıyla kuruldu. Yüzbeş yıl boyunca, Türkiye'nin siyasi tarihine yön veren bu önemli kurum, halkın iradesinin temsil edildiği en yüksek alan olmanın yanı sıra, milli bağımsızlığın simgesi olarak da kabul edilir. TBMM'nin 105. yıl dönümü, sadece bir tarihsel dönüm noktası değil; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik gelişimine ışık tutan, geçmiş değerlerini korumanın ve gelecek hedeflerini belirlemenin fırsatıdır.
TBMM, Türkiye'nin çağdaşlaşma yolundaki en önemli yapı taşlarından biri olmuştur. İlk meclis, Kurtuluş Savaşı'nın zor dönemlerinde işgal altındaki bir ülkede, milli iradeyi temsil eden bir varlık olarak kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı boyunca, milletvekilleri aldıkları kararlarla ordunun moralini yükseltmiş, halkı organize etmiş ve ulusun bağımsızlık mücadelesini yürütmüştür. Bu dönemde ATatürk’ün önderliğinde, TBMM, milli egemenliğin ve Türk milletinin iradesinin tecelligahı olmuştur. Dolayısıyla TBMM'nin 105. yılı, geçmişteki bu tarihin hatırlanması ve geleceğe taşınması açısından büyük bir anlam taşıyor.
Meclisin kuruluşuyla beraber benimsenen temel değerler; demokrasi, çoğulculuk, hukukun üstünlüğü gibi kavramlar, TBMM'nin kimliğini oluşturur. Bu değerler, günümüzde de Türkiye'nin geleceğini şekillendiren unsurlardır. TBMM, farklı partilerin, grupların ve fikirlerin temsil edildiği bir platform olarak, halkın iradesini her zaman önceliklendirmiştir. Bu durum, demokratik bir toplumun en önemli gerekliliklerinden birini oluşturur.
İlk günden beri geçen süreçte, TBMM birçok zorlukla karşılaşmış, çeşitli siyasi ve toplumsal olaylar yaşamıştır. Ancak bu zorluklar, TBMM'yi güçlü bir yapıya dönüştürmüştür. Günümüzde Türkiye Büyük Millet Meclisi, sadece yasaların yapıldığı bir yer değil; aynı zamanda toplumun farklı kesimlerinin dile getirilmesine olanak veren bir platform olma özelliğini taşımaktadır. TBMM, günümüz Türkiye'sinde LGBTİQ+ hakları, kadın hakları, çevre yasaları gibi kritik konuların tartışıldığı ve bunların yasalaşmasına öncülük ettiği bir alan olarak öne çıkmaktadır.
TBMM'nin 105. yıl dönümü vesilesiyle, milletvekillerinin bu konudaki sorumlulukları ve görevleri bir kez daha hatırlanmalıdır. Sadece yasaların yapıcıları değil, aynı zamanda halkın sıkıntılarına yakından şahit olan birer temsilci olarak, milletvekillerinin daha sorumlu ve etkin bir şekilde çalışmalarını sürdürmeleri gerekmektedir.
Gelecek perspektifinde TBMM, genç nüfusun taleplerini dikkate alarak, yenilikçi yaklaşımlar geliştirmelidir. Anayasa değişiklikleri, sosyal hakların genişletilmesi ve demokratik temsil konularında atılacak adımlar, TBMM'nin gelecekteki başarısını belirleyecektir. Bunun yanı sıra, TBMM'nin dijitalleşme sürecinin hızlandırılması ve vatandaşlarla daha etkili bir iletişim kurulması, halkın TBMM'ye olan güvenini artıracaktır. Bütün bu amaçlar, demokratik bir toplumun inşasında önemli ve acil ihtiyaçlardır.
Sonuç olarak, TBMM'nin 105. yılı, geçmişin değerlere sahip çıkmanın yanı sıra, geleceğin daha demokratik, daha özgür ve daha adil bir Türkiye hedefine ulaşılması yönünde bir adım olmalıdır. TBMM, yalnızca geçmişin ruhunu yaşatmakla kalmamalı, aynı zamanda gelecekteki kuşaklar için de güçlü bir demokrasi inşa etme yolunda kararlılıkla ilerlemelidir. Her yeni yıl, TBMM için yeni bir başlangıç, yeni bir umut ve yeni bir büyüme fırsatı olmalıdır. Bu vesileyle, TBMM'nin 105. yılı kutlanırken, tüm Türkiye'nin demokratik değerleri sahiplenerek, bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi gerekliliğini bir kez daha vurgulamak önemlidir.