Donald Trump, başkanlık döneminin başlangıcında yaptığı ikna edici açıklamalarla dikkat çekmişti. 100 günde gerçekleştirdikleri projelerin, 100 yılın en köklü değişimlerini temsil ettiğini iddia eden Trump, bu sürecin sadece ABD için değil, dünya genelinde de yankı uyandıracağını ileri sürdü. Peki, bu değişimlerin ardında yatan sebepler neler? Ve gerçekten Trump, tarih kitaplarına adını yazdıracak kadar etkili bir dönüşüm gerçekleştirdi mi?
Trump yönetimi, başkanlık sürecinin ilk 100 gününde ekonomik reformlara odaklanarak dikkat çekti. Özellikle vergi indirimleri, düzenlemelerin hafifletilmesi ve enerji sektörüne yapılan yatırımlar, beklenmedik bir şekilde istihdam oranlarını yukarı çekti. Ekonomik büyümenin hızlanacağını vurgulayan Trump, vergi yasasında yaptığı değişikliklerle işvereni teşvik ederek yeni istihdam olanakları yarattıklarını ifade etti. Bu hamleler, özellikle küçük işletmelerin büyümesi ve yeni iş fırsatlarının doğması açısından önemli bir başlangıç oldu. Ancak, bu sürecin getirdiği tartışmalar da oldu; bazı ekonomistler, yapılan reformların uzun vadeli etkilerinin sorgulanması gerektiğini savundu.
Trump yönetimi, dış politika alanında da köklü değişimler gerçekleştirdi. Geleneksel müttefiklik ilişkilerinin sorgulanmasının yanı sıra “Amerika Öncelikli” sloganı ile dünya üzerindeki stratejik ilişkilerin yönü değişti. Asya-Pasifik bölgesine odaklanarak Çin ile olan ticaret savaşında öne çıktı. Kimi analistler, bu durumun uluslararası ilişkilerde istikrarsızlığa yol açabileceğini öne sürse de Trump, ABD’nin ekonomik çıkarlarını korumak adına bu tür radikal adımların gerekli olduğunu belirtti. Kuzey Kore ile yapılan zirveler, Orta Doğu'da gerçekleştirilen diplomatik hamleler, Trump yönetiminin dış politikadaki cesaretini yansıtan örnekler olarak masaya yatırıldı.
Sonuç olarak, Trump’ın 100 günde gerçekleştirdiği değişimlerin önemi, yalnızca siyasi arena ile sınırlı kalmadı. Ekonomik büyüme, istihdam, dış politika gibi birçok alanda yaptığı radikal değişiklikler, hem olumlu hem de olumsuz etkiler doğurdu. Zamanla bu değişimlerin ABD ve dünya üzerindeki etkileri daha net bir şekilde ortaya çıkacak. Trump’ın bu iddiaları, şüphesiz gelecek dönemlerde de tartışılmaya devam edecek.